Friday, October 15, 2010

"Kim ola ki bu?" diyenlere kaçırılmayacak fırsat: Blogger'ımızı tanıyalım.


Bilen bilir Dila için hayat zordur. Peki neden? Misal:
Hayalperesttir; kurar da kurar, düşünür de düşünür durgun suda fırtına çıkarır. Büyük ustanın sözleri onadır: hayalperestsin güzel hayaller peşinde; çok gençsin yanlış insanlar kalbinde.*
Unutkandır; bildiğin baya baya unutkandır isimler, şifreler, tarihler... Onun nöronları için bunların her biri birer tutunamayandır.
Sıkılgandır, ısrarcıdır; durduk yere daralır, kırk yıllık arkadaşlarını da daraltır.
Çok konuşur; bu da tek çocuk olmanın cilvelerindendir kanımca. Konuşmaya bir başladı mı susturulması hayli zordur.

Hocalarına da baya çektirmişliği vardır. Yuvaya giderken hocasına: "Sen bana bağıramazsın. Senin paranı annem veriyor." diyen bu densiz, spor okulundaki üçüncü senesinde bir başka hocasından: "Niye geldin yine? Amacın ne??" denerek atılmak istenmiştir. Kim bilir belki hiç bir spor dalında başarılı olamayışıdır sebebi belki de derslere gitmemesidir ama 15 yaşındaki bir bebenin nasıl bir amacı olabilirdi ki zaten sorarım size.

Gezmeyi pek sever. Ver eline bir harita, koy cebine az bir para çatır çatır sana gezelim görelim çeksin. Uçağa binmekten çok korkar ama 1cente bilet bulursa hiç affetmez o korkudan eser kalmaz minicik charterlara biner gidebildiği yere kadar gider. En ufak bir sarsıntıda yolun sonuna geldiği hissine kapılırsa baya baya imana gelir.

Korkak, çekingen hiç değildir. Hatta biraz yüzsüz olduğu dahi söylenebilir. Her aklına geleni söylemeye meğillidir. En sonda söyleyeceğini en başta söyler. Olmayacak duaya amin demeyi pek sever.

Diyeceğim o ki tüm bunları bilmesine rağmen ne düzelmek ister ne de düzeltilmek. O böyle olduğu gibi iyidir. En azından şimdilik.
Böylece yeter derecede beni tanımış olduk. Çok bile. Hadi yine görüşürüz.

No comments:

Post a Comment